MERSİN   FORUM  ÇÖZÜM   KLİNİK    PSİKOTERAPİ MERKEZİ


                                                  
HASTALIKLAR

Yalnızlık Duygusu Nasıl Yenilir?



Yalnızlık Duygusu Nasıl Yenilir?

Dünya döndükçe her yeni güne merhaba diyoruz farkında olmaksızın veya farkındalıkla. Her gün doğan güneşin ışığı ile kamaşıyor gözlerimiz ve sabah tazeliğinin kokusu buram buram hissettiriyor kendisini. Kendi penceremden, dünyaya bakmak ve dünya üzerinde yaşayan bütün canlılara bakmak, her yeni doğan günde hissettiğim, kendi cennetimden başka bir şey değildir. Öylesine geniştir ki penceremin dünyaya bakan bu tarafı. Okyanuslar, derin dalgalar, dağlar, ovalar ve yaylalar kadar geniş ve büyüktür.  İçimde kocaman nehirlerin çağıl çağıl aktığını hissettirir tüm bu gördüklerim.  

Her sabah kalkıp işe gitmek, bütün bu düşündüklerimin yanında sıradanlaşmaktan öteye geçer o vakit. Kendini tekrar eden aynı işleri yapmak ve aynı uğraşlarla vakit geçirmek büyük bir yük yükleyecekken üstüme, başka bir pencereden bakıp anlamaya çalışırım tüm bu yaşadıklarımı. İçimde büyüyen bir ağacın dallanışını, yapraklanışını hissetmekten kendimi alamam. Öylece içimde büyüyen bir ağacın dallarına takılmadan, büyür giderim bende. İçimde büyüyen o ağacın varlığının farkına varınca, müthiş bir bağ kurulur. Öylesine büyük ve anlamlı bir bağ ki bu, hayatı anlamlı kılan her adım da benimle olur. İçimde açan rengarenk çiçeklerin,  salyangozların, aslanların, tavşanların, güzel insanların, güzellikten kaçan insanların hikâyesini anlatır durur. Bu anlattıklarımın benim kendim ile kurduğum müthiş bağın eseridir.

Kendi iç bahçemden kurduğum bağ ile dünyayı aramaya çalışmam ve bulma gayretim, kendimi aramamdan ötürüdür. Kendimi keşfettikçe ve kendimi buldukça hayatın açmazları içinde kaybolduğumu sanmış olsam da her defasında nasıl da yanıldığımı görebilmiş olmaktayım. Önce kendimle kurduğum ilişkinin ve yaşadığım sürecin keşfine dalıp, gerçek olan dış dünya ile ilişki kurmak gibisi var mıdır? Gerçek bir dış dünya demek,  dünyanın herkes tarafından algılanabildiği ve herkes tarafından kabul görebildiği genel geçer kuralların olduğu yer anlamına gelmektedir. Kısacası benim içimde çiçekler açtıkça, dış dünyada da çiçeklerimin açması kaçınılmazdır. Dış dünyamda çiçeklerim açtıkça, başka bahçeleri de renklendireceği esastır. Başka bahçelerde renklenen çiçekler başka insanlara heyecan vermektedir bu vesile ile.

Böylece ilk önce kendi içimizde kurmuş olduğumuz ilişkinin bizi başka bir mecraya taşıması, hiçbir zaman yalnız olmadığımızı anlatmaktadır. Yanımızda gerçek anlamda biri olsa da olmasa da. Bunun neticesinde ortaya çıkan durum, insanın dış dünya ile kurduğu bağ ve bu bağın sonunda oluşan temel ilişkiler önem kazanmaktadır. İç dünyamızda kasırgalar eserse, dış dünyanın bize verebileceği hiçbir aydınlık ve gül bahçesi yoktur. Dış dünyamızda kasırgalar eserse eğer, iç dünyamızdaki keşfe değer güzellikler, o kasırgalarla rahat rahat baş edebilmektedir. Eric Fromm bu durumu patolojik yalnızlık olarak ifadelendirmektedir. “Patolojik yalnızlık, insanı milyonlarca insanın olduğu bir çevre içinde bile yalnız hissettirir” demiştir. 

Hayatın akan ve devam eden tarafı içinde bir sürü insan ve alabildiğine derin anlamlar taşıyan bir yaşam döngüsü vardır. Hiç kimse bu yaşam döngüsünün içinde yalnız değildir. Yeter ki iç dünyamızı, bütünlük, bağ ve ilişki kurmaya müsait hale getirmeye çalışmak için kendimize izin verelim.

Ayşe Handan Özkan Selim

Klinik Psikolog

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam141
Toplam Ziyaret320150
KİŞİSEL GELİŞİM-MAKALELER