MERSİN   FORUM  ÇÖZÜM   KLİNİK    PSİKOTERAPİ MERKEZİ


                                                  
HASTALIKLAR

Travma Sonrası Stres Bozukluğu


Travma sonrası stres bozukluğu öncesi kişi, gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi, ağır bir yaralanma, veya kendisinin ya da başkalarının fizik bütünlüğüne bir tehdit olayını yaşamış, böyle bir olaya tanık olmuş ya da böyle bir olayla karşı karşıya geslmiştir. Kişinin tepkileri arasında aşırı korku, çaresizlik ya da dehşete düşme vardır.
Not: Çocuklar bunların yerine dezorganize veya ajite davranışla tepkilerini dışa vurabilirler.

Travmatik olay sürekli olarak yeniden yaşanır. Olayın elde olmadan tekrar tekrar anımasanan ve sıkıntı veren anıları vardır; bunların arasında düşlemler, düşünceler ya da algıları sayabiliriz. Olay sık sık, sıkıntı veren bir biçimde rüyada görülür. Travmatik olay sanki yeniden oluyormuş gibi davranılır ya da hissedilir. Travmatik olayın bir yönünü çağrıştıran ya da andıran iç veya dış olaylarla karşılaşma üzerine yoğun bir psikolojik sıkıntı duyulur ve yoğun bir fizyolojik tepki gösterilir.

Travmaya eşlik etmiş olan düşünce, duygu ya da konuşmalardan kaçınma çabaları; travma ile ilgili anıları uyandıran etkinlikler, yerler ya da kişilerden uzak durma çabaları; travmanın önemli bir yönünü anımsayamama; önemli etkinliklere karşı ilginin ya da bunlara katılımın belirgin olarak azalması; insanlardan uzaklaşma ya da insanlara yabancılaştığı duyguları; duygulanımda kısıtlılık; bir geleceği kalmadığı duygusunu taşıma görülebilir. Bu belirtilerden en az üç tanesinin görülmesi gerekmektedir.

Uykuya dalmakta ya da uykuyu sürdürmekte güçlük; irritabilite ya da öfke patlamaları; düşüncelerini belirli bir konu üzerinde yoğunlaştırmada zorluk çekme; hipervijilans; aşırı irkilme tepkisi gösterme görülebilir. Yukarıdakilerden en az ikisinin bulunması ile belirlenir.

Aşağıdaki tablo, sıklıkla görülen travmatik olaylara göre Akut Stres Bozukluğu ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu tanılarını alabilecek ölçüde travma belirtileri çıkartma oranlarını göstermektedir.

Akut Stres Bozukluğu (ASB) Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)

Endüstriyel Kaza%6İş Kazası%6
Kasırga%7Kasırga%7
Yanma ve Saldırı%13Yanma ve Saldırı%13
Motorlu Araç Kazası%14Motorlu Araç Kazası%14
Şiddet%19Şiddet İçeren Saldırı%19
Silahla Tarama%33Silahla Tarama%33

Tablo 1: Travmatik olaylara göre ASB ve TSSB gösterme oranları

(a) Travma Sonrası Stres Bozukluğu Tepkileri

Yaşanan durumun “olağanüstü” olarak algılandığı bir olayda gösterilen stres reaksiyonları, “anormal bir olaya verilen normal reaksiyonlar”dır. Hemen akabinde  verilen reaksiyonları değerlendirerek önemli bir psikolojik rahatsızlıkla karşı karşıya olunduğunun düşünülmesi yanlıştır. Yaşanan psikolojik travma sonrası herkes stres reaksiyonları gösterir. Yapılan araştırmalarda bir çok vakada orta şiddette stres tepkileri, herhangi bir müdahale yapılmadan 6-16 ay içinde ortadan kalkabilmektedir.

1. Fiziksel Tepkiler : Normal stres tepkileri, vücudumuzda sempatik ve parasempatik sinir sisteminden ortaya çıkar.
Sempatik sinir sistemi tehlike algılandığı anda devreye girer. Bedeni tehlikeli durumdan kaçmaya veya tehlikeyle savaşmaya hazırlar. Bunun sonucunda, kalp atışları ve nefes alıp verme hızlanır, terleme görülür, sindirim sisteminde hareketlenme olur, kaslarda gerginlik, yorgunluk, vücudun değişik yerlerinde ağrı, mide bulantısı oluşur. Tehlike ortadan kalktıktan sonra ise parasempatik sinir sistemi devreye girer; sempatik sistemin vücutta ortaya çıkardığı değişiklikleri geri dönüştürür ve beden aktivitelerinin normale dönmesini sağlar.

2. Duygusal Tepkiler: Psikolojik travma durumunda yoğun stres sonucu ortaya çıkan duygusal tepkiler eğer ilk iki hafta gözleniyorsa normal karşılanmalıdır. İlk 1-2 haftadan sonra eğer bu duygular varlıklarını ve yoğunluklarını korurlarsa bu, muhtemel bir psikolojik soruna işaret edebilir.

3. Bilişsel Tepkiler: Strese verilen bilişsel tepkiler duygusal tepkilerle ilgilidir. Verilen bilişsel tepkiler hem olayla hem de verilen fiziksel ve duygusal tepkiler nedeniyle ortaya çıkabilirler. Bu tepkiler şaşkınlık, dalgınlık, mekan veya zamana oryantasyonda güçlük, hafıza problemleri ve kafa karışıklığı olarak özetlenebilir.

4. Kişilerarası Tepkiler: Aşırı stres durumlarında evde, okulda veya işte, arkadaşlık, eş ve ebeveynlik ilişkilerinde ortaya çıkan bir takım belirtilerden sözetmek gerekir. İlişkilerde gözlenen bu değişiklikler güvensizlik, tedirginlik, artan çatışma eğilimi, içe kapanma, yalnız kalma, kendini reddedilmiş ya da terk edilmiş sanma, uzaklaşma, önyargılı olma ve kontrol etme ihtiyacında artış olarak gruplanabilir.

(b) Psikolojik Travma Sonrası Gelişim

Psikolojik travma sonrası gelişim, yaşanan travmatik olaydan sonra, yaşantıya bağlı ortaya çıkan olumlu özellikleri ifade etmek için kullanılır. İnsana oldukça alışılmadık gelebilmekle birlikte “insan bir felaketten yararlanabilir mi ?’” sorusu doğar.

Büyük felaketler yaşayan insanların bir bölümü, bir süre sonra, yaşantıları sayesinde kriz durumlarıyla nasıl başa çıkabildiklerini gördüklerini ve ne kadar olumsuz  olursa olsun, iyileşebildiklerini ve bunun kendilerine olan güvenlerini arttırdığını anlatırlar.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Habercisi Ağır Stres Tepkileri

(a) Ağır Stres Tepkileri

Felaketlere maruz kalanların çoğu bu yaşantı karşısında hafif stres tepkileri verseler de, her üç kişiden biri Travma Sonrası Stres Bozukluğu’nun (TSSB) habercisi olabilecek bir takım ağır stres tepkileri verebilmektedir.
Disosyasyon : kendini gerçek-dışı ya da bedeninin dışındaymış gibi hissetme.
Hayatı sekteye uğratacak şekilde yeniden-deneyimleme (re-experiencing) : dehşet verici anıları, kabusları yeniden yaşıyormuş gibi hissetme.
Rahatsız eden anılardan kaçınabilmek için yapılmayacak davranışların sergilenmesi : evden dışarı çıkamama gibi.
Madde ve alkol kullanımı ve bağımlılığı
Aşırı derecede duygusal uyuşma (emotional numbing) : hiçbir duygu hissedilememesi.
Aşırı tepkisellik (hyperarousal): panik ataklar, öfke nöbetleri, aşırı gerginlik, aşırı tedirginlik.
Yoğun kaygı : hayatı durduran derecede endişe, aşırı çaresizlik hissi, düşünce veya davranışlardaki takıntılar.
Ağır depresyon : umudun, kendilik değerinin, motivasyon ya da hayatın anlamının tamamen yitirilmesi.
Psikotik belirtiler : halüsinasyon, delüzyon, tuhaf düşünceler ve imgeler.

(b) Ağır Stres Tepkilerine Haberci Olabilecek Olayla İlgili Faktörler

Ağır stres tepkilerinin ve uyum sürecinin uzun süreceğine dair ipucu veren, yaşanan olayla ilgili bir takım risk faktörleri vardır.
– Yaşamı tehdit eden ya da ağır yaralanmaya neden olan bir olayı yaşamak ya da buna şahit olmak.
– Aşırı şiddet nedeniyle ölümlere, yaralanmalara ya da çevresel hasarlara şahit olmak.
– Kişinin evini, değerli eşyalarını, önem verdiği ve kendisi için destek grubu niteliği taşıyan ilişkilerini kaybetmesi.
– Aşırı derecede yorgunluk, uykusuzluk ve aç kalma.
– Tehlikelere uzun süreli maruz kalma ve kayıp yaşama.
– Zehirli maddelere maruz kalmış olma (zehirli gazları soluma, radyoaktif maddelere maruz kalmış olma).

(c) Tarihçedeki Risk Faktörleri

Bireylerin travmatik deneyimden önce yaşamış oldukları bir takım olaylar da ağır stres tepkileri göstermelerinde risk faktörleri oluşturabilmektedir. Bunun nedeni, halihazırda yaşanan travmatik durumun geçmişte yaşanmış olan olayların anılarını ve daha sonra neden oldukları tepkileri yeniden alevlendirmeleridir.
– Başka travmalara maruz kalmış olma (büyük kazalar, taciz, savaş, kurtarma çalışmalarına katılmış olma, vb.).
– Kronik tıbbi rahatsızlıklar ya da kronik psikolojik bozukluklara sahip olma.
– Kronikleşmiş yoksulluk, evsizlik, işsizlik durumlarında yaşamak ya da ayrımcılığa maruz kalmış olmak.
– Önemli ve zorlayıcı yaşam olaylarına maruz kalmış olmak (birden bire tek başına çocuk yetiştirme durumunda kalmış olmak, vb.).

(d) Stres Etkilerini Azaltmak ve Uyumu Arttırmak

Felaket sonrasında stres tepkilerini azaltma ve felaket sonrası uyumu arttırma yönünde faydalı olabileceği düşünülen önlemler bulunmaktadır:

Korunma: Güvende olabileceğiniz, gıda ve içecek bulunan, sessizce oturup rahatlayabileceğiniz temiz bir yer bulup kısa bir süre uyuyun.
Yönlendirme: Kişisel ve aile üyeleriyle ilgili önceliklerinizi belirleyip bunlar üzerinde çalışmaya başlayın. Böyle durumlarda ortaya çıkması muhtemel olan ümit, amaç ve özgüven yitimi engellenebilsin.

Bağlantı Kurma: Kendi deneyiminizi anlatabilmek ve onların deneyimlerini dinleyebilmek için aile üyeleri, arkadaşlar ve psikolojik danışmanlarla bağlantı kurun.
Arama ve Seçme: İhtiyaçlarınızı karşılayabilecek kurumları biran önce araştırmaya başlayın ve içlerinden ihtiyaçlarınızı en uygun koşullarda karşılayabilecek
olanları seçin.

Uyum Süreci Olarak Ortaya Çıkan Psikolojik Travma Sonrası Belirtiler

Psikolojik travmaya yol açan durum ortadan kalktığı halde, olaya verilen tepkilerin ortadan kalkmaması, psikolojik travma kurbanlarının en önemli problemidir. Yeniden deneyimleme denilen süreç, psikolojik travma etkilerine bağlı ortaya çıkan birçok belirti ve bozukluğun açıklamasında önemli rol oynamaktadır. Bu süreçte kişinin yaşayabileceği problemler, istemediği halde zorla aklından geçen anılar ve görüntüler, kabuslar ya da kişinin başa çıkmakta zorlandığı yoğun duygular olarak da özetlenebilir.

Gündelik deneyimlerin bilgilerinin beyin tarafından işlenmesi sırasında sıkıntı verici yaşantılar ortaya çıkmaz; beyin zaten normal hızında çalışırken onları zorlanmadan işleyebilme kapasitesine sahiptir. Dolayısıyla travma sonrasında yaşanan bütün sıkıntılar, ilk başta beynin, travmatik olay nedeniyle normalden çok daha fazla sayıda ve yoğunlukta hücum eden uyarıcıları diğer bütün yaşantılar gibi işlemeye çalışmasının bir sonucu olarak ortaya çıkar; uyuma yönelik bir sürecin yan etkileri olarak değerlendirilebilirler.

Problem ancak işlenmesi gereken bilgileri zihninden değişik yollarla uzaklaştırdığı ve bu bilgilerin işlenmelerine engel olduğu zaman başlar. Travma deneyimlerinin neden oldukları yoğun ve dayanılmaz duygular nedeniyle, bir savunma mekanizması olarak kişi, değişik yollarla zihninden işlenmesi gereken bilgileri uzaklaştırabilir. Bu durumda, hala işlenmesi gereken malzeme gündemde olur ama bilgi işleme süreci her seferinde yarım kaldığından kişi kendisini aşağıdaki şekilde de görülen bir kısır döngünün içinde buluverir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu

Uyumsuz Başaçıkma Stratejileri

Uzun süren psikolojik travma durumlarında (aile içi cinsel taciz vb.) kurbanlar, olay sırasında olanlara katlanmak için kullandıkları ve kendilerini korumaya yönelik olan başaçıkma stratejilerini, durum ortadan kalktıktan sonra da kullanmaya devam edebilirler. Bu stratejiler (aşırı duyarlılık, disosyasyon, kaçınma ve duygusal uyuşukluk) olay esnasında yardımcı olmasına karşın, travmatik durum ortadan kalktıktan sonra da kullanılırlarsa kişinin hayatını problem yaratacak ölçüde engellemeye başlarlar.
Dolayısıyla travmayla bağlantılı olan bütün “belirtileri” uyum çabaları olarak düşünmek yararlı olabilir. Söz konusu olan belirtiler, travma kurbanlarının kendilerini zorlayan yoğun duygularıyla başaçıkma çabalarını yansıtır. Problem, şimdiki durumlarıyla daha uyumlu olabilecek başaçıkma stratejilerini bilmemeleri; geçmişteki travmatik durumda kullandıkları davranış örüntülerini sürdürmeleridir. Buna bağlı olarak, travma kurbanlarının belirtileri karşısında, sözkonusu davranışın neye hizmet ettiğinin sorgulanması gerekir. Eğer uyumsuz olan davranışların işlevleri anlaşılabilirse, bunların yerine aynı amaca hizmet edecek olan daha uyumlu davranışların yerleştirilmesi mümkün olabilir.

Psikolojik Travmanın Kalıcı Etkileri

Psikolojik travma yaşayan kişilerin yaşayabilecekleri bütün belirtileri içeren bir tanı bulunmamaktadır. Travmatize olan kişilerin birçok tanısı bulunabilir.

– Madde kötüye kullanımı ve madde bağımlılığı
– Kişilik bozuklukları (Sınırda Kişilik Bozukluğu).
– Depresyon
– Kaygı bozuklukları (Travma Sonrası Stres Bozukluğu [TSSB] dahildir)
– Disosyatif bozukluklar
– Yeme bozuklukları

Bunlar arasında TSSB (Travma Sonrası Stres Bozukluğu), psikolojik travma etiyolojisine dayalı tek tanı kategorisidir. Herhangi birinin TSSB (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) tanısı alabilmesi için, tarihçesinde bir travmatik olay bulunması gerekmektedir. Psikolojik Travma ve belirtilerini ortaya çıkarabilmek için “bu kişinin nesi var?” yerine “bu kişi ne yaşamış?” sorusunu sormak gerekir.

 

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam175
Toplam Ziyaret319351
KİŞİSEL GELİŞİM-MAKALELER