MERSİN   FORUM  ÇÖZÜM   KLİNİK    PSİKOTERAPİ MERKEZİ


                                                  
HASTALIKLAR

ALDATMA’NIN FİZYOLOJİSİ VE PSİKOLOJİSİ ÜZERİNE SÖYLEŞİ

ALDATMA’NIN FİZYOLOJİSİ VE PSİKOLOJİSİ ÜZERİNE SÖYLEŞİ



SORU: İnsanların herhalde güvenini yaralayan ve ruhunda yara açan bir mesele aldatma, aldatılma. Klasik bir soru sormak yanlış olur belki ancak, birilerini aldatan insan; ilişkisinde, iş hayatında veya başka bir alanda diyelim. Bu davranış şekline onu iten sebepler olarak ne görüyorsunuz? Yani aldatma dürtüsünün altında yatan sebep nedir?


Bu bir çok çeşitlilik göstermektedir. Değinecek olursak ;
-merak  -depresyonla başa çıkma -kızgınlık
-intikam  -meydan okumak -sıkıcı evlilik
-eşi incitmek -bağlanma başarısızlığı -yeni bir bedeni keşfetme
-kaçış -yetersizlikle başa çıkmak -sosyal statü kazanma
-evliliği koruma -nevrotik olma 
-kıskançlık yaratıp ilgi çekmek 
-klasik standartlardan özgürleşme vs.olarak sebep gösterebiliriz.


SORU: Bilim adamlarının hala araştırdığı bir mesele aslında aldatmak. Yani aldatmak altında yatan sebepleri bulmak diyelim daha doğrusu. Okuduklarıma istinaden söylüyorum, kimi araştırmalara göre herkes fırsatını bulursa aldatır diyor bir araştırma. Kimi doyum alınamayan ilişkilerde bir zaman sonra aldatmanın kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?


Evlilikler de ve ilişkilerde aldatmaya sebebiyet veren durumlar mutlak bulunmaktadır ki, aldatmak bunun gün yüzüne çıkmış halidir. Birazdan bahsedeceğim başlıklar aldatma için sinyal niteliğindedir. 

-Genel evlilik ilişkilerinin kalitesi
-Çiftlerin cinsel ilişkisinini kalitesi ve miktarı
-Herhangi bir cinsel işlev bozukluğunun varlığı
-İki eşinde duygusal ve akıl sağlığı , bedensel sağlığı; genel olarak aldatmaya iten sebepler olarak gösterilebilir.


SORU: Danışanlarınıza istinaden soruyorum, genel tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Kadınlar mı daha çok partnerini aldatıyor yoksa erkekler mi? Ve bu dürtünün altında gösterilen sebeplerde bir farklılık var mı? Kadın duygusal boşluğa düştüğünde aldatıyor, erkek içinse daha içgüdüsel bir durum olduğu doğru mu?


Tabii ki toplumsal cinsiyet rollerinin büyük etkisi vardır.Toplumun erkeğin aldatmasını anlaşılır görmesi nedeniyle kadınların eşlerinin aldatmalarını daha rahat kabulleniyor olmasının erkeğe verdiği rahatlık,erkeklerin aldatmaya sebep gösteriliyor.Hal böyle olunca erkeklerde aldatma bayanlara oranlara daha fazla olmakta.Daha yakın tarihte sadakatsizlik üzerine yapılan bir araştırmada erkeklerin aldatma oranı %60,kadınlarınsa %40 olarak göze çarpmaktadır, kadının çalışma hayatına girmesiyle bu oranın daha birbirine yaklaştığı düşünülmektedir.

Bayan ilerleyen evliliklerinde yoksun bırakılan duygusal boşluğunu heyecan arayışı,romantizm için,erkeklerde daha çok anlık tatmin duygusu cinsellik için aldattığı görülüyor.


SORU: İnsan, ilişkisinde %100 doyuma ulaşmışsa; aşk varsa, saygı sevgi, ruhen, bedenen,fiziksel, cinsel olarak da bir uyum varsa yine neden aldatıyor peki? Ki genelde erkek oluyor aldatan? 

Biz çift ve evlilik terapilerinde , çiftlere bireysel,etkileşimsel,nesillerarası sistemik yapıyla yaklaşırız. Bu durumda bireysel sistemik çift terapisiyle eşgüdümlü bireysel psikoterapi devreye girmeli,ancak bu şekilde sonuç alınacak bir durumdur.


% 100 doyum varsa bireysel durumundan dolayı aldatabilir. Tabiki psikiyatrik sorunlar ; Madde,alkol ve sex bozuklukları ,Depresyon ,anksiyete ,Bipolar bozukluk ve kişilik bozuklukları vs. gibi durumlar, her şey yolunda giderse gitsin ilişki de aldatmaya sebebiyet verebilir durumlardır.


Başka bir neden de cinsel yönelimdir. Eşlerden biri cinsel yönelimi ile ilgili çelişkiler yaşıyor, normal görünmek için sex yapıyor olabilir. Bir süre sonra yönelimi ortaya çıkabilir ve farklı şekillerde aldatma olabilir. 

Kronik hastalığa yakalanmış olabilir,tekrar genç ve sağlıklı hissetmek için yapabilir. 



SORU: Aldatma her zaman boşanma ya da ayrılık sebebi oluyor mu peki? Diğer bir deyişle, aldatılma sonrası ve partnerin bunu öğrenmesinden sonra başlayan o zor süreç nasıl geçiyor? Belki her aldatılan kişi bir danışmana gitmemiştir ancak, herkes bir şekilde maalesef aldatılıyor gitgide artan bir ivmeyle. İnsanlara bu güven kırılmasını aşabilmeleri adına neler tavsiye ediyorsunuz?


Aldatan erkek olduğunda boşanma oranı %10
Aldatan kadın olduğunda boşanma oranı %17
Aldatan erkek olduğunda çiftlerin ayrılma oranı %45
Aldatan kadın olduğunda çiftlerin ayrılma oranı %31 


gibi bir istatistik aldatmanın sıklığı, ne kadar süre kimle olduğu,nerde olduğu bunlar önemli bir faktördür. Biz son olarak ilişkilerine şans vermelerini tavsiye ederiz.Bunun içinde bireye varsa uzun süredir devam eden evlilik dışı ilişkiye 6 ay ara vermesini gerçekleşmediği taktirde sağlıklı boşanmanın alternatiflerini sunarız.


Aldatılan eşin,aldatma olayında üzerindeki etkisinin farkında olmak ve gerekli duyarlılığı göstermek çok önemlidir. Aynı zamanda yaşanan olayı ilişkinin altında yatan çok daha önemli bir sorunun semptomu olduğu ve bu sorunun ele alınması gerektiğini vurgularız. Aldatılan eş bu durumu anladığı zaman ilerlemesi ve semptoma takılıp kalmaması daha kolay olur.


Aldatmadan sonraki süreç
1-Duygusal bir tahteravalli ile başlıyor. (Travma sonrası Stres Bozukluğu vs. )
2-Moratoryum evresi : Daha az duygusal tepkiler ,kabullenme , anlamaya çalışma 
3-Yeniden güven inşa etme çabaları


SORU: Peki aldatılan kişiyi, aldatılmak nasıl etkiliyor? Ne gibi sorunlarla geliyor size danışanlar? Kimi insanların büyük bir güven sorununun ortaya çıktığını görüyoruz. Başkalarına asla güvenmemek için and içiyorlar neredeyse. Kendilerini kapıyorlar. Bu da kişiyi giderek yalnızlaştırıyor.

Aldatmanın duygusal etkileri yıkıcı ve dayanılmaz olabilir. Gözlemlerimize göre benlik saygısı ve özgüvende hasarlar,terk edilmişlik hissi,güvenin kötüye kullanılması,dışlanmışlık ve reddedilmişlik duygusu,hırs ve eşini terk etme konusunda gerekçeleme bilinci gözleniyor.’’Ben terk edilecek biriyim.’’ 


İlk reaksiyonlar  : Evli Erkek Aldattığında kadında 1-Şok 2-Öfke 
                             Evli Kadın Aldattığında erkekte 1-Öfke 2-Şok , %7-8 de inkarda bulunur.


SORU: Erkeklerin eşlerini aldatmalarının altında yatan sebeplerden birinin de stres olduğuna ilişkin bir araştırma sonucu vardı İngiltere’den. Bununla ilgili ne söylemek istersiniz?


Evlilik dışı olarak, bu ilişkiler kişinin günlük hayattaki sorunlardan kaçmasını , gerginlikten uzaklaşmasını sağlar. Yine gerçekten kaçış şeklinde, eşin evlilikteki gerginlikten uzaklaşmasına fırsat verir.


Çünkü evde ; 
- Çocuklar
- Maddi sorunlar
- Duygusal sorunlar konuşulacaktır.


SORU: Peki kişiler aldatıldığını öğrendiklerinde affedici olabiliyorlar mı sizce? Şöyle sorayım, itiraf kalp kırıklığını hafifletiyor mu?


Kalp kırıklığını hafifleten eşin bundan sonra ne yaptığıdır. Sorumluluk alıp dürüst davranıyor mu ?
Yine eşlerine söylemek konusunda da farklılık gösteriyor.Genelde kadınlar aldatmadan dolayı çok suçluluk duydukları ve eşlerine onlar sorduğu için,bilmeyi istedikleri için söylüyorlar. İlişkiyi bitirmek yada dürüst olmak için haberdar etmektedirler. Erkekler ise var olan ilişkilerini/eşlerini kaybetmemek ve eşlerinin bunu bilmesine gerek olmadığı inancıyla söylememe eğiliminde oldukları görülüyor.

SORU: Ve bir de şu algı türk toplumunda maalesef “erkektir, elinin kiridir yapar ama sonra yine evine döner” bu algıyı hem kadınlar hem de erkekler açısından sormak istiyorum. Kadınlar bu düşünceyi hala kabullenebiliyorlar mı? erkekler aldatma sebeplerine hala bunu gösterebiliyor mu?
Yani aldatılan kişilerin çoğunluğu,eşlerinin davranışlarına karşı çıktıklarını bilinçli bir şekilde iddia etselerde farkında olmadan onlarla danışıklı dövüş içindeler.


Eşlerin sadece %10’unun samimi ve aktif olarak eşlerinin ilişkisine karşı çıktıklarına inanmaktadır.Bir çok eş durumla yüzleştikten sonra ortaya çıkabilecek duygusal , evlilikle ilgili,ailesel ve ekonomik sonuçlardan ötürü böyle bir durumun varlığını (aldatmayı) reddetmeyi tercih eder.’’Bilen fakat bilmeyeni seçen’’ gibi ilginç bir problem ortaya koyar. Aldatan eşe, eşi tarafından örtülü bir onay verilirse,bu gerçekten aldatmanın meydana geldiğini geçersiz kılar mı?



SORU: Aldatmaya rağmen süren evlilikler hakkında ne söylemek istersiniz? Yaralar gerçekten sarılmış oluyor mu zaman içinde tedavide. Yoksa? Bir istatistik vermek gerekirse, aldatmaya rağmen devam eden ilişkiler yoksa yine gün gelip bu sebepten bitiyor mu?


Aldatma ilişkideki güven duygusunu son derece zedeler.Aldatılan kişi sadece bu ilişki yönünden değil,buna eşlik eden kandırmacalar ve yalanlardan dolayı da incinir. Güveni yeniden inşa etmek kolay değildir.Aldatan eşin basit bir özrü ve tekrar güvenilir biri olacağını söylemesi yeterli değildir.Güven iletişim ve deneyimler yoluyla yavaş yavaş oluşur.


Aldatan eşler bu ilişkiyi yaşayarak sebep oldukları durumlar için sorumluluk almalıdır.Onların hareketleri güveni yıktı ve eşlerinde sürekli tetikte olma durumu,şüphe duygusu yarattı.

Bu şüpheleri yatıştırmak ve sorumluluk göstermek için,aldatan eş geliş gidişlerini açıklamada titiz davranmalıdır.Seyahata çıktığında evi aramalı,kendilerine ulaşabilecekleri bir telefon numarası bırakmalıdır.

Mutlak dürüstlük çok önemlidir.Eş,diğer partnerle olan en ufak iletişimden haberdar edilmelidir.Genelde evlilik dışı partner telefon eder,mektup yollar,sokaktaki masum bir karşılaşmayı bile anlatmalıdır. Bazen aldatan eş sözünü tutmayacak ve eski partnerini arayacaktır. Bu durumlar çift seansında açığa vurulmalıdır.Güven ve sadakat duygusu tazelemek ne olursa olsun yalnızca dürüstlük yoluyla başarılabilir.



SORU: Bir kez aldatıldıktan sonra başka ilişkilerde de baş gösteren aldatılma kaygısı… Sürekli aldatılacağından endişe duyma hali. Bu durumla ilgili ne söylemek istersiniz?


Bazen aldatılan eş Obsesif Kompülsif Kişilik Bozukluğuna veya Obsesif Kompülsif Kişilik özelliğine sahip olabilir. Aldatılma onlar için saplantı (obsesyon) olacaktır. Eğer duygular hala mantığı aşan düzeydeyse ilaçlı tedaviye başlanması gerekir.Bu endişe hali depresyon ve anksiyete de içerebilir.Bazı duumlarda ,bu beklentilerin aldatılma olayının öncesinde de bulunduğu ve tedavi edilmediği görülür. Bu durumlarda mutlak psikiyatr yönlendirmesi sağlıklı olur.


Yine aldatılan eş yatışmayan duygularda yaşayabilir. Bunların kaynağı da daha derinlere veya başka şeylere dayanır. Örneğin : Daha önceki bütün ilişkileri, eşlerinin onu aldatmasıyla son bulmuştur.Elbette aynı şeyleri tekrar yaşabileceğini düşünür. Biz bunu kendini gerçekleştiren kehanet diyoruz.


SORU: Kadın için bunu söylemek mümkün değil belki ancak erkek adına, partnerinin onu fiziksel olarak aldatması asla kabullenemediği bir durumdur. Ancak kadın tarafından baktığımızda düşünce olarak aklından geçirmesi bile zor kabullenilen bir durum. Aldatma için sadece fiziksel demek ne kadar doğru olur bu durumda?


Tabii ki aldatmayı sadece fiziksel olarak adlandırmak yanlış olur. Genel olarak aldatmayı 3’e ayırırız.
-Duygusal olarak aldatmalar ; işiyle,telefonuyla,sporla vs. yani eşi ile ilgilenmesi,vakit geçirmesi gerekirken genellikle yoğunluğu başka kişi veya nesnelere yöneltmesi
-Fiziksel olarak aldatmalar ; evlilik veya ilişkidışı cinsel birleşme şeklinde oluşan aldatmalar.
-Hem duygusal hem cinsel olarak aldatmalar, ki en üzerinde durulması gereken aldatma şekli budur.


SORU: Aldatmanın insanlık tarihi kadar eski olduğu söyleniyor. teknolojinin gelişmesi ile aldatma arasında paralel bir ivme görüyor musunuz? Artık her şey çok açık, çok şeffaf. Telefonlarımız neredeyse bizden bağımsız, nerede olduğumuzun bilgisini verecek hale geldi. Yani demek istediğim söylenen yalanların, yalan olduğunun ispatı çok kısa sürede sağlanabiliyor.


Yurtdışında ABD’de yapılan bir araştırmada 3 boşanmadan 2’sinin internet kaynaklı olduğu söyleniyor.İnternet ortamı,sosyal medya insanların birtakım boşlukları doldurduğu mecralar.

Eşlerin çok masumane bir şekilde amaçları olsa bile ,dikkatlerinin kayması çok olası. Sağlıklı bir ilişkisi olan çiftlerin ,risk faktörlerinden kaçınmaları için facebook şifrelerini birbirlerine vermelerini veya ortak hesap açmalarını tavsiye ediyoruz. Bunu her çift için tavsiye değil tabii ki, farklı şekillerde yorumlanması olası bir tavsiyedir,örneğin aşk içinde olan çiftler bunu dikkate alabilirler.

 


SORU: Erkeğin aldatmasında ve bunu meşrulaştırmasında Türkiye’deki geleneksel aile modelinin rolü nedir sizce? Kadının aldatılmasına rağmen ilişkiyi bitirememesinde kendi ekonomik özgürlüğünü sağlayamaması sebep olarak yer alıyor mu sizce?


Toplumsal cinsiyet rollerinin büyük etkisi vardır. Toplumun erkeğin aldatmasını anlaşılır görmesi nedeniyle kadınların eşlerinin aldatmalarını daha rahat kabulleniyor olmasının erkeğe verdiği rahatlık,erkeklerin için aldatmaya sebep gösteriliyor.


Kadın ; daha çok çatışmayı kavuşturmada,erkeğe göre daha fazla çözüme kavuşturmalı,evdeki ortamı uyum içerisinde olmasını sağlama,evi dişi kuş yaparı oynamaya çalışması mutsuz ilişkilere neden oluyor. Bu da tek kişinin işine geliyor,diğeri için külfet oluyor.


Tabii ki ekonomik özgürlüğü almamış olmakta kadın için aldatmayı görmezden gelmeye neden olabiliyor.Bir çok eş aldatmayla yüzleştikten sonra ortaya çıkabilecek duygusal , evlilikle ilgili,ailesel ve ekonomik sonuçlardan ötürü böyle bir durumun varlığını (aldatmayı) reddetmeyi tercih eder.



SORU: Duygusal boşlukta olmak aldatmaya iten bir sebep mi sizce?


Kesinlikle. Kadınların aldatmalarının en büyük sebebi duygusal ihtiyaçlarının eşleri tarafından yeteri kadar tatmin edilmemesi sebebiyle aldatmaktadır. Romantizm ihtiyaçlarını karşılama isteği,heyecan arayışı gibi sebeplerde gösterilebilir.



SORU: Eşini partnerini aldattıktan sonra hiçbir şey hissetmeden aynı rutin hayata devam edenler olduğu gibi bir de aldatma sonrası kendi kendine vicdan azabı çekenler de var. Bu iç sıkıntısının sebebi nedir? Neyin eksikliğinin sonucu olabilir?


Aldatma aslında her iki eş içinde travmatik bir olaydır.Her ikisi de acı veren duygular yaşar,ilişkiyi kaybetme korkusu duyar ve daha önce keyif aldıkları ve normal karşıladıkları güven ve kesinlik duygusunu büyük ölçüde kaybederler. Gizli bir kayıpta her birerinin evliliğin başlarında sahip olduğu hayal ve izlenimlerin kaybıdır. Herkes bir ilişkiye başladığında,eşinin neredeyse mükemmel biri olduğunu ve hayal gibi evlilikleri olacağını düşünür. Aldatma çirkin bir gerçeklikle bu fanteziyi paramparça eder.



SORU: Evlilikte eşlerin bir zaman sonra, özellikle kadın anne olduktan sonra eşin karısına eskisi gibi cinsel bir istek duymaması sonucu eşini aldatmaya yöneldikleriyle ilgili benzer vakalar okuyoruz, duyuyoruz. Bu aşamada çiftlerin birlikte terapi almaları neden önemli? Ne öneriyorsunuz?


Kadın anne olduktan sonra kocasını ihmal etmiş olabilir ve erkek eşini ‘’Kutsal Anne’’ gibi görüp başkasıyla cinselliği yaşayabilir.İhmal edilme ve yine aşırı derecede işgal edilme de aldatmayı tetikler. Yakınlaşma ve ayrışma problemi yaşayan kişiler de (annesi çok yakındır) aldatarak bir mesafe koyarlar , bir nevi balans ayarı çekerler. Çiftler arasında oluşan Cinsel İstek Bozukluğu için cinsel terapi almaları , varsa bağlanma problemleri,yakınlık korkusu gibi durumların tespiti için de psikoterapi desteği almasını mutlak tavsiye ediyoruz.



SORU: Denir ya yas sadece ölünün ardından tutulan bir süreç değildir, ayrılıkların ardından da insan bir yastaymış gibi davranabilir. Haz almaz, zevk duymaz ve giderek yalnızlaşır. Özellikle aldatılma sonrası baş gösteren yalnızlıkla ilgili ne söylemek istersiniz? Kişi bu ruh haline girmemek için neler yapmalı?

İnsanoğlu doğası gereği bir şeylere bağlanma ihtiyacı taşır ve bağlandığı nesne veya kişilerle aradaki bağın kuvvetine göre kolay kolay vazgeçmeyebilir. Öncelikle kişinin bu ruh halinden kaçmaktan ziyade sağlıklı bir yas süreci yaşamasına izin verilmesi , sağlıklı bir kapanış yapabilmemiz açısından önemlidir.
İlişki bittiğinde özellikle karşı taraf ayrılmaya karar verdiğinde,bilinçaltımızda terk edilmiş,ihanete uğramış ve yalnız bırakılmış hissedebilir. Bu hisler ve ayrılık sürecimiz önceden yaşadığımız ayrılıklar, terk edişler yada kayıplarla tetiklenebilir.


Her kaybın sonunda keder yaşamak normaldir. Bu süreci inkar etmek yada görmezden gelmek kolunuzdaki açık bir yarayı görmezden gelmeye benzer.



SORU: Aldatıldıktan sonra ilişkiye girmekten, birini sevmekten kaçınan insanlarda ne tür bir terapi uyguluyorsunuz? Sıklıkla arkasına saklanılan “yalnız daha mutluyum” önermesi ne kadar doğru sizce?

Yalnız daha mutluyum,sorunların üzerindeki bir battaniye gibi düşünün. Bu durumun inkarı çocukluk travmaları,kendini gerçekleştiren kehanet,savunma mekanizmaları ile bağlantılı olabilir. Bunlar bireysel terapilerle ortaya açığa çıkabilecek durumlardır.


SORU:Benim sorularım bu kadar, son olarak eklemek istedikleriniz var mı?


Son olarak ;

Eşin sadakatsizliğinde evliliği,ilişkiyi bitirmek yerine ‘’ Eşim beni sevmediği için mi yoksa insani bir zaaftan dolayı mı aldattı? ’’sorusuna yanıt arayarak , kar ve zarar analizi yapmalı ve sevgiyi,saygıyı ve güveni arttırıcı çözümler bularak, ilişkilerine şans vermelerini tavsiye ediyorum..

 

 

Uzman : Uzm.Psk.Dan.Eyüp SARI

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam35
Toplam Ziyaret316055
KİŞİSEL GELİŞİM-MAKALELER