MERSİN   FORUM  ÇÖZÜM   KLİNİK    PSİKOTERAPİ MERKEZİ


                                                  
HASTALIKLAR

Renklerin Bize Yansıması

Renklerin Bize Yansıması


Hepimiz dünyaya kız veya erkek olarak geliriz. Bu bizim seçtiğimiz bir şey değildir, biyolojik varlığımızın bir niteliğidir. Biyolojik kimliğimizin yanında bir de toplumsal cinsiyet anlayışı vardır.  Toplumsal cinsiyet, biyolojik cinsiyetten farklı olarak, kadınla erkeğin sosyal ve kültürel açıdan tanımlanmasını, toplumların bu iki cinsi birbirinden ayırt etme biçimini, onlara verilen toplumsal rolleri anlatmak için kullanılan bir kavramdır.

Cinsel kimlik, kişinin romantik ve cinsel çekim hissettiği kişilerle ilgili kendisini nasıl tanımladığıdır. Kişinin cinsel kimliği her zaman cinsel yönelimiyle uyuşmayabilir. Cinsel kimlik, cinsel yönelimden çok cinsel davranışla yakından bağlantılıdır. Günümüzde bu konu cinsel çeşitlilik kavramıyla ele alınmaktadır.

 

Sözler gibi renkler de bizi etiketler.  Nasıl mı?  Daha dünyaya gelmeden, anne karnında etiketleniriz. Çağımız teknolojik imkanları sayesinde büyük bir çoğunluk doğmadan bebeğinin cinsiyetini öğrenebiliyor. Hazırlıklar gelecek bebeğin cinsiyetine göre yapılıyor. İşte tam bu zamanlarda giriyor pembe ve mavi hayatımıza… Bir erkeğe mavi oda, mavi kıyafetler hazırlanırken, bir kıza ise pembe ve pembenin tonlarında hazırlıklar başlıyor!  Doğduktan sonra resmi olarak nüfus cüzdanlarımızda bu renklerle tanışıyoruz. İki cins doğuştan itibaren farklı renklerle giydirilerek sonra farklı oyuncaklara yönlendirilerek (kızlara bebek, erkeklere araba) farklı şekilde toplumsallaştırılırlar.

 

Mavi ve pembe aslında ne kadar çok şey anlatıyor. Ben şunu merak ediyorum. Ne zaman girdi mavi ve pembe hayatımıza? Ne zaman mavi ve pembe olarak ayrılmaya başladık?  Eski zamanlarda renkler hayatımıza hakim değilken, kadın erkek rollerini ne sembol ediyordu? Tarihte ne zamandan beri kızlar pembe, erkekler mavi giyer? 1920lerin başına kadar erkekler de kızlar da aynı beyaz renk elbiseleri giyiyorlardı.

 

Bilinen şu ki mavi ve pembe yazılmamış kuralları temsil ederler. İkisinin de altında birçok etiket ve anlam yatmaktadır. Erkek bir bebeğe pembe bir ayakkabı götürürseniz olacakları bir düşünün.  Ya sizin için deli derler ya da yeni doğan bebeğin facebookdaki resimlerine iyice bakmadığınızı düşünürler!  Neden çünkü pembe sadece pembe değildir.  

 

Bebekken bu ayrım biraz daha anlaşılabilir olsa da büyüdükçe de bu tutum devam eder.  “Erkekler kadın rengi giymez” demek erkeğe kadına ait bir şey yakışmaz düşüncesidir.  Ancak kadınlar mavide giyebilir yani kadınlar erkek rollerini de üstlenebilirken erkeklere kadına ait hiçbir şey yakıştırılmaz. Mavi akılcı ve güçlünün temsiliyken pembe duygusallığın ve yumuşaklığın sembolüdür.

 

Farkında mısınız  bilmiyorum ama gün geçtikçe kadının daha aktif hale gelmesiyle, iş hayatında, toplum hayatında kendisine atfedilen yegane rol olan analık rolünün üstüne çalışan, modern kadın eklendikçe, renklerde solmaya başladı. Kadınlar çocuk doğurur bu da onları erkeklerden ayırır.  Bunun dışında teknolojinin ilerlemesiyle kas gücüyle yapılan çok az iş türü kaldığı için kadın ve erkek arasındaki biyolojik farklılıkların önemi kalmamıştır. Dolayısıyla kadınlarda artık erkeklerin yapabildiği pek çok işi yapabilmektedir. Renkler unisex oldu. Erkekler de pembe gömlek, kazak giymeye başladı.  Roller eşitlenmeye başladıkça, renkler de birbirini tamamlar hale geldi.

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam69
Toplam Ziyaret340108
KİŞİSEL GELİŞİM-MAKALELER