MERSİN   FORUM  ÇÖZÜM   KLİNİK    PSİKOTERAPİ MERKEZİ


                                                  
HASTALIKLAR

Evlilik Terapileri


Evlilik Terapileri

evlilik terapileriEvlilik çatışması insan yaşamındaki problemlerin en rahatsız edici olanlarından biridir. Her evlilikte bazı problemler yaşanır ancak kimi zaman problemler çiftlerin derin bir hayal kırıklığı yaşamasına ve evliliğin devamını sorgulamaya kadar varabilir. Oysa bu olumsuz gidişi durdurmak mümkündür. Çiftler bunu bazen kendi çabalarıyla, problem çözme becerileri geliştirerek başarabilseler de çoğu zaman profesyonel bir yardım gerekmekte ve evlilik terapisine ihtiyaç doğmaktadır.

Hangi noktada terapiste başvurmak gerekir?

Hiçbir evlilik mükemmel değildir. Hemen her çift evliliği boyunca zaman zaman yardıma ihtiyaç duyabilir. Evlilik terapisi almak için mutlaka sıkıntılı bir evlilik içinde olmak da gerekmez. Bizim ülkemizde henüz pek alışılmış değildir ama yurt dışında evlilikleri sağlam olan bir çok çift ilişkilerini daha da geliştirmek ya da çıkabilecek sorunları önlemek amacıyla evlilik danışmanlığı almakta ya da ilişki geliştirme programlarına katılmaktadır. Çatışmalı evlilikler çoğu insanın evlilik yaşamındaki iniş çıkışlardan farklı bir durum arz eder. Sorunlu evliliklerde ilişkideki hayal kırıklığı öyle bir gelip bir gitmez, ara sıra hissedilen bir duygu değil süreğendir ve kişiler evliliklerinden derin bir tatminsizlik duyarlar. Bu tür evliliklerde sık ve giderek şiddeti artan kavgalar yaşanır. Kavgalar çözüme götürmez, sadece tükenmişlik hissi yaratır. Ama sorunlu evliliklerdeki ilişki her zaman kavgalı değildir. Bazı evliliklerde kavga yoktur ancak ilişki kaliteli değildir, eşler birbirlerinden tamamen kopukturlar; birbirleri için bir şeyler yapmayı ve iletişimi tamamen keserler, bu durumda evlilik yaşamında işler daha da kötüye gitmeye başlar. Çözüme kavuşmayan sık tartışmalar, olumlu duyguların kaybı, arkadaşlık, seks ve canlılığın azalması evliliğin sorunlu olduğunun işaretleridir. Önemsememe,  içe çekilme, şiddet ve bağlantının tümüyle kopuk olması söz konusuysa eğer evliliğin büyük bir problem içinde olduğunu ve boşanma riskinin yüksek olduğunu söylemek mümkündür. Evlilik çatışmasından söz etmek için resmi olarak evli olmak şart değildir. Uzun dönemli ciddi ilişkilerde de bu tür problemlerle evlilik terapisine ihtiyaç duyulabilir.

Evlilikte terapi gerektiren ne tür problemler yaşanır?

Evlilikte problemler genellikle iletişim, problem çözme, tartışma, duygusal yakınlık ve cinsellik gibi konularda ortaya çıkmaktadır. İletişim çatışmaları genellikle evli olmanın gereklerini tam olarak kavrayamamış, sağlıklı bir iletişimin nasıl yapılacağını ve işbirliğinin, desteğin nasıl sağlanacağını öğrenememiş kişilerin ilişkilerinde ortaya çıkar. Böyle kişilerde ilişkinin erken romantik dönemlerinde bir süre ilişki iyi gidebilir. Fakat çiftler evlilikteki uzun vadeli görevlere hazır değilse bir süre sonra problemler yaşanmaya başlar. Çiftlerle ilgili çalışmalar, evlilik uyumsuzluğu ve ayrılık riskinin, evliliğin erken dönemlerinde daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, çift çocuk sahibi olduktan ve çocukların ergenliğe geçiş dönemleri veya evden ayrılmalarından sonra da çatışmalar artmaktadır. Bazen de evlilik problemleri direkt olarak bireysel problemlerin sonucudur (örn: alkol-madde kullanımı) ve evlilik iyi gidiyor gibi bile görünebilir. Böyle bir durumda tek bir sarsıcı olay bile evliliği strese sokmaya yetebilir. Örneğin sağlam evliliği olan bir çift, evlilik dışı ilişki gibi sarsıcı bir olayın üstesinden gelebilirken süregelen sorunları üstü kapalı bir şekilde yaşayan çiftlerde sonuç daha olumsuz olabilir. Cinsel sorunların tedavilerinde de evlilik terapisi gerekmektedir. Çünkü cinsellik ve evliliğin diğer bölümleri birbiri ile ilişkilidir. Bazen evlilikteki sorunlar cinsel yaşamı etkilerken, bazen de cinsel sorunlar evliliğin bütününü etkiler. Araştırmalar cinsel işlev bozuklukları ve evlilik sorunlarının her zaman olmasa da çoğunlukla bir arada görüldüğünü ortaya koyuyor. Cinsellikte iki insan arasında bir ilişki yaşanır, sadece bu ilişkide duygular günlük iletişimden farklı olarak yalnızca sözlü olarak değil bedenle de ifade edilir, dolayısıyla bu alandaki bir sorunun da iletişim olmadan çözülmesi düşünülemez. Eşlerin cinsel sorunu evliliğin diğer alanlarından bağımsız bir problem olsa bile, sorunu çözerken aralarında uyum ve işbirliğinin olması gerekir ve bu iletişim de evlilik terapisi ile sağlanır. Çocuklara ait sorunların tedavisinde de evlilik terapilerinden faydalanmak gerekebiliyor. Eşler arasındaki huzursuzluk ve gerginlikler çocukları doğrudan etkiler. Bu nedenle çocuklardaki psikolojik veya psikiyatrik bir problemi tedavi edebilmek için anne-babanın evliliğindeki sorunların ortadan kaldırılması gerekmektedir. Araştırmalar anne-baba arasındaki çatışmaya maruz kalan çocuklarda davranış problemleri ve duygusal sorunların daha fazla olduğunu gösteriyor. Ailede yaşanan uyum ve uyumsuzluklar çocukların sadece iç yaşantısına değil onların sosyal ilişkilerine de etki eder. Çocuklar iletişim kurma ve problem çözmede anne-babayı örnek alırlar. Bu nedenle çocukları sağlıklı kılmak için evliliği sağlıklı kılmak gerekmektedir. Çocuğun problemi anne-babanın evlilik ilişkisinden bağımsız gelişen bir sorun olsa bile tedavi sürecinde ebeveynin birlikte hareket etmesi gereklidir ve bu da iyi bir ilişki ve işbirliğini gerektirir, bu noktada evlilik terapisi fayda sağlar.

Sorunlu evliliğin sonuçları

Stresli bir evlilik taraflar üzerinde oldukça olumsuz etkiler bırakır. Acı, elem duygusu, endişe, yüksek düzeyde gerilim ve depresyon gibi problemlere yol açar. Eğer devam ederse fiziksel sağlığa da olumsuz etkisinin olduğunu gösteren araştırmalar vardır. Aileye etkisi de derindir, özellikle de çatışma büyük olduğunda. Yoğun çatışmalı evliliklerde büyüyen çocukların, diğer çocuklardan daha fazla probleme sahip oldukları görülmüştür. Evlilik çıkmaza girdiğinde eğer önlem alınmazsa gidişat domino taşlarının yıkılması gibi bir hal alıp evliliği bitme noktasına getirebilir. Bu nedenle sorunların büyümesini, çözülmez hal almasını beklemeden problemi tespit edip çözümlemek gerekir.

Evlilik terapisi nedir?

Evlilik problemleri için etkili tedavi yöntemleri vardır. İlişkileri üzerinde çalışmaya karar verip yeterli çaba gösterildiği takdirde çiftler evliliklerini yeniden tatminkar hale getirebilir. Kimse evliliğe mükemmel bir eş olarak başlamaz. Evlilik; kendini anlamak, eşini anlamak, tartışmayı bilmek (iyi kavga etmek), problem çözmek ve farklılıkları kabul edebilmek gibi bazı beceriler gerektirir. Bazen yetiştiğimiz ailedeki etkili olmayan, olumsuz davranış kalıpları ilişkiye taşınabilir, kimi zaman da yaşamın normal güçlükleri mutlu bir evlilik sürdürmeyi zorlaştırabilir. Evlilik terapisinde yapılan bir anlamda iletişim kurmayı öğrenmektir. Problem çözme ve çok fazla incitmeden nasıl kavga edilebileceğini öğrenme gibi becerileri oluşturmaya, ilişkiyi yeniden kurmaya yardım eder. Evlilik terapisi ile; eşlerin birbirini insan olarak görmeyi öğrenmeleri hedeflenir. Karşısındakinin kişilik özelliklerini anlama ve uzlaştırılabilecek farklılıkları uzlaştırabilmeyi, uzlaştırılamayacak yanlarını ise kabul edebilmeyi öğrenmeleri  sağlanmaya çalışılır. Eşler arasında süregelen sorun alanları, tartışmaların yoğunlaştığı belli başlı konular olabilir. Evlilik terapisinde amaç; eşlerin bu konuları konuşabilir hale gelmesi ve çözüm bulmalarına yardımcı olmaktır. Terapi süreci zor sorunlarla mücadele ederken bile eşlerin ilerleme rotası içinde olmalarını sağlar ve ilişkinin çıkmaza girmesini engeller.

Evlilik terapisi nasıl uygulanır?

Çift terapisinin bir çok türleri vardır. Bazıları beceri ve pratiği arttırır. Bazıları geçmişe daha çok yönelir ve işlerin nasıl bu hale geldiğine bakar. Bir kısmı da ikisini birleştirir. NPGrup bünyesindeki kliniklerimizde uygulanan Evlilik terapilerinde çiftlerin terapiye başvurma nedenleri ne olursa olsun, öncelikle evlilikleri tüm yönleriyle değerlendirilir. Değerlendirme sürecinde, birlikte ve ayrı görüşmeler yapılarak her iki taraftan da sorunu ve sorunun tarihçesini kendi gördüğü açıdan tanımlaması istenir. Her birinin çözüm konusundaki öneri ve düşünceleri alınır ve terapiden beklentileri belirlenir. Bu süreçte, eşlerin kişilik özelliklerinin evliliğe yansımasını anlamak için her ikisine de psikometrik testler ve evlilikteki sorunların türünü ve şiddetini belirlemeye yarayan bazı ölçekler uygulanır. Birleşik seanslarda eşlerin birbiriyle iletişim tarzı ve aralarında nasıl bir etkileşim olduğu gözlenir, birbirlerine söylediklerinin aynı anlamlarda işitilip işitilmediğine bakılır. Terapi süresince ilişkide değişimi sağlamak amacıyla terapist tarafından bir seanstan diğerine gelene kadar uygulanacak bazı ev ödevleri verilebilir. Bu ödevlerin uygulanmasının birkaç faydası vardır. Bir yandan eşler yaşadıkları sorunların denetlenebileceğini görmüş olurlar. Diğer bir faydası da çözümlerin ve asıl kalıcı değişimlerin kendileri dışından gelmediğini, terapi/terapist tarafından uygulanan yöntemlerle ilgili değil de aslında kendi davranışlarında yaptıkları değişikliklerle olacağını görmeleri ve yaşamlarında güven duygusunun artması açısından önemlidir. Terapinin süresi yaşanan problemin türüne, yoğunluğuna ve kişilerin değişim hızına göre değişebilir. Görüşme sayısı gelişmelere göre belirlenir. Görüşme aralıkları; seanslarda ele alan konuların yaşama geçmesine fırsat tanıyacak kadar uzun ama eski alışkanlıkların sürmesine izin vermeyecek kadar kısa zaman diliminde olması dikkate alınarak düzenlenir. Başlangıçta genel olarak haftada bir olarak başlanan seanslar, ilerleme sağlandıkça değişimin kişilerin kendi gayretleri ile de sürdüğünden emin olmak için aralıklar açılarak ve sonlara doğru seyreltilerek terapi sonlandırılır.

Eğer evlilik probleminiz varsa bir çift terapisine baş vurun!

Evlilik terapisine başlamak kolay değildir. Evlilik gibi oldukça özel bir yaşamın sorunlarını, tanımadığı bir kişiyle paylaşmak çoğu insan için zordur ve problemlerin bir terapistin önünde tartışılması düşüncesi hoşa gitmeyebilir. Çiftler kendi başlarına sorun çözmeye çalışıp da başarısız oldukları ve konuşmalar çoğunlukla çözüm getirmeyen kavgalara dönüştüğü için terapi sürecinde de bunun yaşanmasından korkulur. Oysa terapi sürecinde, üçüncü bir kişi olarak terapistin karşısında, sorunlar tartışılsa bile kavganın şiddetlenmesi olası değildir, çünkü terapist duruma müdahale eder ve uygun yönlendirmelerle çiftler giderek problem çözücü konuşmayı ve etkili iletişim ilkelerini öğrenirler. Konuşabilmeyi ve problem çözücü tartışabilmeyi öğrendikleri için iletişimde kendi başlarına iken yaşanan tıkanmalar olmaz ve başta zor olsa bile giderek ilerleme yaşanır.

Eğer eşiniz terapiye gitmek istemezse ne yapmalısınız?

Evlilik terapisi; “ilişkimizde sorun var, düzeltmek için ne yapabiliriz” vb. şekilde eşlerin ortak kararı ile başladığında çok daha iyi ilerlenir. Çünkü böyle bir başlangıçta sorunun önemli bir kısmı zaten aşılmış demektir. Problemin ne olduğu ve çözümü bilinmese bile her iki taraf da sıkıntı yaşandığının farkındadır ve değişme istekleri vardır. Ortak karar alıp gelebilmiş olmak çiftin arasında belli düzeyde iletişim sağlandığını gösterir. Ne yazık ki böyle bir başlangıç her zaman mümkün olamıyor. Bazı insanlara, toplumsal koşullanmalar veya kişilik yapıları nedeniyle sorunları için yardım istemek güç gelir. Bazen de ilişkideki çatışmanın sonucu olarak eşlerden biri terapiye gelmeyi reddeder. Çoğu zaman yapılan hata; danışmanlık alma önerisini kavga esnasında veya problemin yoğun olarak yaşandığı bir anda, daha  olumsuz duygular henüz yatışmamışken gündeme getirmektir. Yanlış zamanda yapılan öneri terapiye başlamayı geciktirir ya da tümüyle engeller. Kavga sırasında eşlerden biri psikoloğa gidelim dediğinde çoğunlukla karşı taraf bunu bir eleştiri veya “hasta kişi”, “sorun sende” suçlaması olarak algılayıp savunmaya geçer. Eşiniz terapiye gitme önerisini kabul etmiyorsa nedenini anlamaya çalışıp bu teklifi biraz zaman geçtikten sonra tekrarlamak iyi olur. Konuşmayı daha uygun bir ortamda sakinken yapmak, suçlayıcı ve eleştirici ifadeler kullanmamaya dikkat etmek, konuşmaya başlarken sorunu sadece karşımızdakinde görmediğimizi, çatışmada kendi rolünün de olduğunu ve değişmede kendimize düşen sorumluluğu almaya hazır olduğumuzu açıklayarak karşıyı rahatlatacak ve işbirliğine çekecek tarzda konuşmaya çalışmalıdır. Eğer tüm çabalarınıza ve teşviklerinize
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam61
Toplam Ziyaret340100
KİŞİSEL GELİŞİM-MAKALELER